4 Haziran 2011 Cumartesi

Beynimi Sikeyim



insanlar birilerini seviyorlar, onu elde edemiyorlar, buna üzülüyorlar falan feşmekan.ama en azında farkında değiller ki bir hisleri var içlerinde onları yeşerten, ayık tutan, düşüncelerini rahatlatan, bu dünyadan alıp götüren en mükemmel duygu var aşk var.karşılığı olmasa da mutluluk vermese de algılarını açık tutan, heyecanlanmasını sağlayan; saçma da olsa onları uçuran bir nimet var, çoğu zaman onları acıtsa da.acı duymak bile güzeldir hatta çoğu zaman yaşadığını anlarsın umursadığın, senin için önemli olan bir şeyler var ki acıtır; önemsersin bir şeyleri, dünyanın en sikindirik en ossurboktan şeyi de olsa ellerinde atan bir şey vardır.
ama hiçbir şey hissetmemek, hiçbir şeyi önemseyememek, hiçbir kimseye aşık olamamak nedir kaç kişi anlamını biliyor bilemem ama dünyanın en boktan şeyiymiş anladım.bunu deneyimleyerek anlamadım bunu öğrendim konuşa konuşa sora sora düşüne düşüne izleye izleye öğrendim ve beynime bunlara sahip olamadığım için acı çekmeyi programlandırdım ve böylece benim de bir hissim oldu.acı. ama kontrolü kendi elimde olduğu için bu sadece keyif veren bir şeyi arada isteyerek yapmak gibi; indükleyen bir durumda acı çekmek istersem acı çekmeyi sağlayacak butona basma yetkisiyle ödüllendirdim kendimi.

en son 10 dk falan önce şöyle bir olay vuku buldu komik gelecek ama house un 6.sezon son bölümünü ve 7.sezon ilk bölümünü izlemeyi yeni bitirmiştim ki ağlamaya başladım house için hayat çok boktandı ki kendime çok yakın bulurum o herifin davranışlarını üzüldüm falan sonra bunlar cuddy le işi pişirdi ama son 5 dk da falan tekrar bozuluyordu neredeyse hiç siklemedim house tekrar mutsuz olup olmayacağını ama sonra öyle bir i love you dedi ki house ağlamaya başladım hem de kendi isteğim dışında acı çektim ilk defa üzüldüm bir aşka sahip olamadığım için olaylar hisler tamamen beyin kontrolüm dışında gelişti.aşk, önemsemek ve hissetmek ben de olmadığı için gerçekten acı çektim ki bu acı bile bana aşırı derece de zevk verdi.peki house gibi gerçek aşkı yaşasaydım ne olurdu, bu hisleri; diye düşünmek bile aşırı derecede heyecanlandırdı beni.insanlar çok şanslı.

p.s. :bu hikayenin son paragrafında anlatılan kontrol dışı his kazancı durumu uydurmadır hala hiç bir şey hissetmiyor ve önemsemiyorum heyecan olsun diye götümden attım.ama gerçekten ağladım ve neden ağladığımı bulamıyorum işte bu gerçekten kafamı kurcalıyor acaba hangi his bana bunu yaşattırdı.işte ne olabilir diye düşünürken kurduğum senaryolardan biri sadece.

şu an hayatta neler kaçırdığımı bilemiyorum çünkü bu kavramları deneyimleyemedim ama öğrendiğim kadarıyla baya çok şey kaçırıyor olsam gerek eğer bir gün gerçekten bir şeyler hissedebilirsem asıl o zaman bunca zaman neredeymiş bunlar diye kontrolüm dışında baya büyük bir gerçek acı yaşayacağım sanırım.
ama bu nedenini bulamadığım gözyaşları bile baya ağzıma sıçtı diyebilirim.

kontrolü ve düşünceyi tamamen elden çıkarıp kendini bulutların üzerine atmak gibi hisler yumağına atmak nasıl bir duygu acaba.nasıl bir duygu acaba diye düşünürken ve bunları yazarken son derece mekanik ve kıt bir şekilde sadece bulutlara atmak gibi düşünebildiğimi sonradan farkettim.ötesi yok.

p.s.2 :bu aralar bende hafızayla ilgili ciddi problemler var acaba beynimin içinde yanlış giden bir şeyler mi var acaba aşırı yöneldiliğim bir merkez hafıza merkezimi mi küçültüyor ya da ne alakası mı var iş daha mı komplike.off off otur bi de bunları düşün 50 saat sonra ordan başka bişey düşün sonra başka bişey.

sürekli bir şeyler düşünmekten bazen çok yoruluyorum.bazen sikindirik bir sehpaya bakarken bile aklıma milyonlarca şey gelebiliyor evet ve bu da az önce bu satırları yazarken saniyeler içinde vuku buldu.

düşünce hızıma yazdıklarımı yetiştiremiyorum sadece %10 unu yazabiliyorumdur buraya anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki yetmiyor işte bu hız.

p.s.3: acaba bu yazımı bir doktora mı götürsem bir sorun mu var bende.ne sorunu olacak ya yazıya döktüm diye daha mı resmi bir şey oldu yani.ama yok bir problem mi var acaba.normal olarak yaşarken bir problem varmış gibi gelmiyor ama sanırım bu insanların normalim için biraz aykırı bir durum böyle düşünebiliriz.peehh normal olmak için mi doktora görüneceğim.beni ben yapan  bu ki ben böyle mutluyum farklılığımla.

bi de bence birine aşık olmakla mutluluğun hiç bir alakası yok.yani aslında var ama herzaman doğru bir alaka grafiği göstermezler.bi de aşksız da son derece mutlu olabilrsin mutluluk için ona ihtiyacın yok hah işte doğru olan buydu.öfff bence bilmediğim konular üzerinde daha fazla sallamayayım ya güzeldir heralde dünyanın seksle birlikte tek değişmeyen kuralı olduğuna göre.

p.s.4:bi de geçen şey farkettim bu kadar uzun süre klavyeyle içli dışlı olunca klavyeyi de yad etmeden olmaz sonuçta buraya bunları yazabilmemi sağlıyor.türkiye için üretilen klavyelerde bilmiyorum başka ülkelere de yollanıyor mu ama ğüşiöç harfleri klavyenin sonuna resmen sonradan eklenmiş biz kullanabilelim diye bu da teknolojinin çok büyük bir kısmının amerika ve ingilizce konuşan diğerlerinin ellerinde ya da ingilizce konuşanların sayıları çok fazla olduğu için onlara göre yapılmış olduğunu gösteriyor ki her iki durumda da ingiltere kazanır.insanın tek değişmez iletişim aracı dillerini resmen herkese kabullendirmiş ya da dikte ettirmişler.olaya bak ya.hiç bir bok teknolojiye katkıda bulunamıyoruz ve sadece bize sunulan düzmece uyarlama şeyleri kullanabiliyoruz.ya da zamanında dilimizi bütün dünyaya kabul ettirememişiz ki bugün bu uyarlamalarla yetiniyoruz.çüş be nerden nereye geldim altı üstü ğüşiöç harfleri bunu da geçen bilgisyaraım kafayı yediğinde ingilizce klavyeye döndüğünde farkettim aman ne matah olay allahım ne gada mal şeylerle uğraşırum o olayı de anlatırdım ama hatırlamam gereken kısımları olduğu ve onu hatırlarken gene başka bişey düşüneceğim ve onu da yazmak zorunda kalacağım için ve hem 24 saat sürekli bir şeyleri düşünerek yaşamak yeterince zor bişeyken bi de hem bunları yazmaya çalışmak beni çok çok yordu.artık yazmayacağım.

benimle bu 45dk yı paylaştığın için çok teşekkürler klavye sadece basit bir uyarlama tip olsan da.aslında yazmak beni biraz hafifletti beyin yükümü azalttı çünkü yazmakla uğraşırken düşünceleri dizginledim biraz iyi geldi harbi teşekkürler la klavye alınma sinirim sana değildi bugün sinirim vista ya donanım problemim yok çok şükür  he donanımda daha iyi olabilirdi ama olsun vistaya çok sinirliyim bu aralar.format atacağım günü iple bekliyorum daha doğrusu hazırlıklar yapıyorum o gün parti vercem.

öff yeter kapatıyorum.iyi geceler. 02.10 

8 yorum:

  1. sana da iyi geceler son günlerin yanlızlıgı bence oncelikle o sehpayı ayak uzatma mesafesınden uzaga ıtıp tekrar dusun ya da dur dusunme en azından dusundugunu dusunme cunku senı asıl yoran bu... bız-sıradan ınsanlar-im gıbı dusun ve gec, boylesi daha kolay gerı donup neler dusundum dıye dusunme. bu zekı ınsanların zaman kaybıdır dıgerlerıyle farkı ortadan kaldırmak ıcın bır nevı normallesle cabası ıcınde kendınle celısmektır.....

    YanıtlaSil
  2. vav harika düşünmüş ve dile getirmişsin :D kimsin.

    YanıtlaSil
  3. düşündüğünü düşünmek lan olum mükemmel ya uzun süre bunun hakkında düşündüm ve sonra ne düşündüğümü düşündüp buraya yazdım sonra güldüm.bayıldım.galiba unutmamak için bir savunma mekanizmam bu ve galiba evet herşeyin kendince saçma da olsa bi açıklaması olmalı.tamam alakasız.tamam durdum.

    YanıtlaSil
  4. sey ben b.s.;))

    YanıtlaSil
  5. git lan burdan :D hey yarabbim ya :D

    YanıtlaSil
  6. beynini sikeyim elvan kafa bırakmadın

    YanıtlaSil
  7. beynim sikildi! Ama iyi oldu :)

    YanıtlaSil
  8. sevgili adsızlar yorumlarınız için çok teşekkürler lakin bir isim ya da nick belirtin lütfen ki kim olduğunuzu ayırt edebileyim.

    YanıtlaSil