19 Şubat 2011 Cumartesi

evdeki huzur

yağmurlu bir günde fırından çıkmış sıcacık mis gibi kokan ekmekle yapılan çok güzel bir kahvaltının akabinde bilgisayarda takılıp, güzel faydalı ilgimi çeken ufkumu açan yazılar okuyup, gazetelere göz atıp, bir şeyler izleyerek, kitabını dergini okuyarak, en sevdiğin albümlerden biri fonda evde sıcacık oturup çayını sütünü  içerek haftanın yorgunluğunu keyifli bir şekilde atıp akşama da arkadaşlarının evine gitme programı yaptıysan eğer evdeki huzur işte zenginlik budur.

16 Şubat 2011 Çarşamba

Cirque Du Soleil - Güneş Sirki




bundan 4-5 ay önce videolarını ilk defa izlediğimde resmen büyülendiğim, yurt dışının benim için en büyük anlamı olan lasvegas merkezli ve vegas a gitmek için kendime bir sebep daha bulmama neden olan, mükemmel ötesi gösteri.
şubatta istanbuldaymış ama o kadar büyük bir platformu abdi ipekçiye nasıl sığdıracaklar merak etmekteyim doğrusu.
22 tane gösterisi var sanırım ama benim bunların içinde konusu ve trailer ı sebebiyle en çok merak ettiğim 'KA' gösterisi..
başka birşey gelseydi keşke.züğürt tesellisi yapmak gerekirse açıkcası  Saltimbanco çokta ilgimi çekmedi.





Preview the show bu da ka nın trailer ı.


You can see it, you can experience it but you won't believe it!






4 Şubat 2011 Cuma

Sevgili Günlük



şubat tatilinden sonra finalleri olan, 5 er kişi aldıkları staj sözlüsünde 5 yılın bütün protez notlarını ki yaklaşık kıçıma geliyor ve bunlara ek maddeler bilgisi diye sikimsonik dersten de implantın içeriği ne diye güya çok zekice soru sorduğunu zanneden profesörlerin hiç bir kritere dayanmadan seni bırakıp geçirebilme yetkisi olduğu, ki bu daha da sikimsonik sözlüye girebilmek için 2 ay canını vücudunun bütün bölgelerine takıp hastayı kendin bulduğun malzemeyi kendin aldığın hastaya kendin baktığın ve bu süre içinde 4 köprü 6 kron 2 postcore 1 parsiyel protez 1 total protez yapman gereken, hocam vizeme yada finalime 1 puan verirseniz B2 yle geçeceğim dediğin hocanın notlar açıklandıktan sonra bir şey yapamam, sen dereceye mi oynuyorsun, üzülme benim oğlum da böyle A1 leri kaçırıyor diyebilecek garipliğe sahip olduğu ebesinin amı okulumda okumaktan bıktım. öğrenci olmaktan bıktım valla bıktım.22-23 yaşındayım hala okula gidip geliyorum ne melen bir şeymiş arkadaş okula ilk başladığım güne lanet olsun.


kafam taşak gibi okuduğum hiç bir şeyden hiçbir bok anlamıyorum.bütün notlar almanca film üzerine fransızca alt yazı gibi.
ağır bir depresyon hali var üzerimde.
hep evde yalnız takılmayı sevmişimdir ama sıkıldım bundan da sıkıldım.gidip bir manita yapcam otursun köşede ondan bir şey isteyen yok. bir canlı olsun evde. valla üzmem ben onu.ben zaten artık lokum gibi bir insanım.ya ayı gibi gülüyorum, saçma sapan şeyler anlatıp yanımdakilerin kaka çıkarmasına sebep oluyorum, ya ayı gibi milyonlarca düşünceye dalıyorum kendi alemimde şartellerim yanıyor sonra ya da sessizce saatlerce müziğin içine bırakıyorum kendimi.
valla gardaş ne kapris kaldı, ne kıskançlık, ne gereksiz tripler anam hepsi o kadar boş geliyor ki.sadece keyfini çıkarıyorum her şeyin geri kalan her şey konu dışı. 
şöyle bir sevgili olsa arada görüşsek, birbirimizi aramalarla boğmasak, hesap sormasak, herkesin kendi hayatı olduğuna saygısı olsa, görüştüğümüzde sadece aşkın doruklarına çıksak hesapsızca, hiç birbirimizi üzmesek, bunalıp başka yere yatmaya gittiğimde acaba yanlış anlar mı diye düşüncelere girmek zorunda kalmasam, anlattığında dinlese kendinden bir şeyler katsa, anlatacağı bir şeyler olsa, beraber gülüp eğlensek ağlasak koşsak oynasak ama bunların bokunu çıkarmasak her şeyi ayarında az dozunda özleye özleye bir anda yitirmeden yaşasak, saçma bir şey dediğimde hadi be sende siktir git dese ve buna saatlerce gülsem, uçurumun kenarından beraber atlasak ama el ele tutuşmadan beraber atlasak ama herkes kendi başına kendi zevkini yaşayarak atlasa ama bu zevki beraber yaşasak sonra yaşadığımız zevki paylaşsak.
yani bir sevgilim olsun istiyorum ama bir yapışık ikizim değil, hayatımın yarısı değil, olmazsa olmazı değil.hayat pastamı keki değil sadece onu daha güzel kılacak kestanesi olsa.öyle bir şey işte.
bak şimdi bir an neşem yerine geldi öyle birini hayal ettim de çalgı çengi diye bir film gelecekmiş 18 şubatta tam angara havası trailer a bayıldım, repliğe gel:
belki namaz gılmıyoz, oruç tutmuyoz, zekat vermiyoz, hacca gitmiyoz, alkol alıyoz, zina yapıyoz, ot içi... la bebe biz nası adamlarız ya?
bu nası bi dünya ya.ben eskiden çok katnemdim, çok keskin sınırlarım vardı iyi ile kötü arasında çok belli bir çizgi vardı, çok hararetliydim, çok üzerdim etrafımdakileri, agresiftim, dediğim dedik öttüğüm düdüktü ama şeytan tüyüm de vardı bırakıpta gidemezlerdi.babamın bu özelliklerimi törpülemek için ramazan çadırına beni gönüllü yemek dağıtıcısı olarak yazdırması ve bunu yazın ortasında 1 ay yapmam bile iflah etmedi beni.ama bi gün algım öyle bir açıldı dünyam öyle bir değişti ki öyle bir eşitlendi öyle bir her şeyin olabilitesi oldu ki kafamda ve öyle bir hep bu kafada yaşamaya başladım ki ohh be işte bee dünya mükemmelmiş ne nefret var ne kin ne çizgiler sadece rahat var mutluluk huzur var modunda bir insan oldum valla.hatta son derece geniş karınlı kadim dostum es ile kons kadınları hakkında konuşurken o bu işe son derece tiksinerek bakarken benim düşüncemse o da meslek sadece para kazanmanın bir yolu onun tercihi hadi pavyona gidip bir kadın çağıralım muhabbet edelim çok eğlenceli olur demek oldu.
bu arada az önce playlist hazırlamak çok zor geldiği için stereomood denen dandik siteden angry modunu angara okuyup açtım ve beğendim uzunca bir süre angara havası gibi dinleyerek.içimdeki bu gıroyu ve angarayı çok seviyorum cidden.gerçi sevdirenlere de binlerce teşekkür olsun.
ciddi manada hayattan acayip zevk alıyorum acayip zevk alarak yaşıyorum her saniyemi her nefesimi; acayip eğleniyorum eğlendiriyorum ekşın yaşıyorum yaşatıyorum her şeyi sindirip birazcık değiştirip etrafa dağıtıyorum o kadar sıyırıyorum ki bu kadar yaşamayı severken ölmekten gram korkmuyorum bu yüzden her şeyi yapıyorum bu bana sınırsız özgürlük veriyor.çünkü şu an ölsem pişmanlık duyacağım hiçbir şey yok, keşke şunu da yapsaydım diyecek hiçbir şey bırakmıyorum o anda yapıyorum.
la bide böyle evimde geberir gidermişim sonra neden öldü falan diye araştırırlarken bu siteyi falan bulurlarmış artık binbir şey düşünüp burda okuduklarından bi bokta anlamazlarmış.yok ama benim annem babam üzülür ya.kıyamam. ağlarlar falan ben üzülürüm.neyse ben biraz daha takılayım buralarda.
bu arada acayip bir beyaz mercedesim olsun istiyorum ya 2 kapı üstü açılabilen manuel vites falan.mercedeslerin anahtar yerine küçük çükleri olması beni acayip mutlu ediyor oyuncak araba gibi tak çalışsın ne o kontak falan pöf çok avam.beyaz mercedesim olsun üstü açık.sl serisi bir şey olsun işte.alayına gider..
ben gidiyorum.sıkıldım.iyi günler.


ps: bu yazıyı tamamen stonehead olduğum ve ders çalışmak istemediğim ve kesilecek artık hiç tırnağım kalmadığı için yazdım.kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünü.fotoları da  yazı arasına foto koymayı yeni öğrendiğim ve denemek istediğim için koydum.evet bu arada o mallar benim.